Osmanlı Padişahı 3. Ahmet Kimdir, Neler Yaptı?

Türklerin şanlarının ve tarihin seyrinin değişebileceği bir devir 3. Ahmet zamanıdır. Bu devirde Türklerin elinde Rus ordularının imha edilmesi ve memlekette yepyeni bir çağın açılması fırsatı geçmiştir. Bu fırsatlar kaçırıldı.

Osmanlı padişahlarının 23. sü olan Üçüncü Ahmet devri memlekette ilk garplılaşmaya başlamanın fecri zamanıdır. Garp medeniyeti ile ilk temas ileri görüşlü Fatih devrinde başladı. Hemen hemen bir asır sonra Üçüncü Ahmet devrinde bir defa daha, fakat büyük bir kuvvetle Garp medeniyetini ve düşüncesini memlekete getirme ihtiyacı belirdi. Üçüncü Ahmet devrinde sulh, sükun, refah, sanat ve bilgi ile güzellik hüküm sürdü.

3. Ahmet bilgiye, güzel sanatlara, şiire ve musikiye karşı büyük bir muhabbet gösterdi, muhteşem saraylar, güzel bahçeler, köşkler ve nefis çeşmeler yaptırdı. Bu zamana tarihte “Lale Devri” ismi verildi. 3. Ahmet yeniliği seven ve sanatı koruyan bir padişahtı. O biraz daha tedbirli, iradeli ve uzağı gören bir şahsiyete sahip olsaydı Türkiye’nin garplılaşma ve yenileşme hareketleri o zaman başlamış olacak ve gerilik memlekette uzun müddet hüküm sürmeyecekti.

Üçüncü Ahmet 1678 de doğdu; 1703 de 30 yaşında padişah oldu. İsveç Kralı Demirbaş Şarl onun zamanında memleketimize sığınmıştı. Baltacı Mehmet Paşa Ruslara karşı Prut zaferini kazandı. Bundan başka Venediklilere ve İranlılara karşı da zaferler kazanılmıştı.

Sadrazam Damat İbrahim Paşa da yenilik ve garplılığa karşı meyil gösteriyordu. İbrahim Müteferrika ilk defa devletten himaye görerek 1724 de bir matbaa kurdu. Türkiye de ilk defa kitap basılmaya başladı. Şair Nedim bu devirde yetişti. Memlekette ilk defa garba, yeniliğe ve ileriliği karşı ufuklar açıldı. Güzellik içinde geçen hayat müzikle, siirle, sanatla ve fikirle süslenmişti. Şair Nedim bu devrin bütün güzelliklerini şiirlerinde aksettirir.

Üçüncü Ahmet’in ilk açtığı ufuklardan memlekete garp ışığı gelemedi; zira her yeniliğe karşı hortlayan irtica kuvvetlenmeye başladı. Patrona Halil gibi geri kafalıların çıkardığı ihtilal nefis sanat eserlerini tahrip etti ve Üçüncü Ahmet tahttan indirildi; bu hareket Tük ilerleyişinde, aldatıcı bir bahardan sonra kopan kış fırtınaların benzedi. Bugün bize Üçüncü Sultan Ahmet’ten Ayasofya arkasındaki nefis çeşme, iki saray harabesi ile Nedim’in şiirleri ve Lale Devrinin müzikle dolu efsaneleri kaldı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir